-ben sana kaç defa diyeceğim akşam olmadan eve gireceksin diye....
-oyuna dalmışız akşam olduğunun farkında değilmişim...
-geç içeri içerde görüşürüz seninle.... (bir tokat atılır ve içeri geçilir)
-kim attı bu topu buraya keseyim mi?..
-yalnışlıkla oldu leyla teyze bir daha olmaz.
-olmasın zaten o zamanda keserim...(ve top kesilir)
-..............
Bu konuşamlar ufak iken yaşadığımız ve o zamanlar sevmediğimiz ama şimdilerde hasretini duyduğumuz güzel konuşmlar imiş ama biz anlayamamışız. O zamanlar yaşadığımız duygulara benzer duygular içindeyiz ama bu duygular biraz daha acı oluyor maalesef.
Küçük iken koşar oynardım. Arkadaşlar arasında birbirimizi yakalamaya çalışırdık. Çocukça deyimle yakalamaç oynardık tabi bu oyun esnasında düşmekte vardır koşarken düşerdim dizlerim elim yüzüm yara içinde kalırdı kanardı ama tatlı bir acı idi onlar 5 dakika sonra geçiyordu. Ağlamaklı suratın yerini o tatlı bir tebessüm alıyor, nasıl düştüğüne gülmeye başlıyorsun. Zaman geçtikçe bu acıların yerini aşk acısı alıyor küçükken dizlerin kanarken şimdi kalbin kanıyor ve küçükken 5 dakika sonra geçen acı gibi olmuyor. O acı zaman geçtikçe katmerleşiyor ve katlanızmaz hale geliyor. Keşke hep küçük kalsa idim dizlerim kanardı ama sonraları gülerdim. Şimdiki gibi yüreğim kanamazdı....
Ne kadar güzel top oynardık... çeşit çeşit oyunlar kurardık. Sadece top ile mi? Hayır herşey ufak iken çok güzel idi ve herşey bir nevi oyuncak sayılabiliryordu. İşte bazen oynarken top komşusunun bahçesine istemeden de olsa kaçabiliyordu. Doğal olarak bu durumdan bıkmış olan teyze “topnunuzu keseyim mi?” diyor bizde “teyze bir daha olmaz” desek de her defasında aynı durum söz konusu oluyordu. Eee tabi teyze de inanmayarak o topu kesiyordu. O an tüm neşeniz kaçıyor, tüm zevkiniz gitmiş oluyor.. yapacak birşey bulamıyorsunuz, paramızda olmadığından başka top da alamıyoruz. Bir süre sonra başka oyun bulmaya çalışıyor yada başka bişeyler ile vakit geçirmeye başlıyorsun. Bu duygular küçük iken oluyordu, meğer o duygular ne güzelmiş. Şimdilerde ise sevdiğini kaybediyorsun ve arkasından ne kadar ağlasan sızlasan da gei gelmiyor. Ufak iken giden topun yerine başkası geliyor. Yenisinin eskisinden farkı olmuyor . o top hatta daha güzel geliyor ama şimdi öyle mi sevdiğin gittiği zaman yeni bir tane aramıyorsun, yeni bir tane gelmiyor.... zaman ile kaybettiğin sevdiğinin acısı katmerleşiyor... keşke hep küçük kalsa idim oturur topumun arkasından ağlar yenisini beklerdim şimdiki gibi sevdiğimin arkasından ağlamaz idim......
Değişik umutlarım vardı küçükken... her zaman annemden babamdan bir şeyler isterdim, gerçekleşmeyeceğini bilsem bile. Ama içimde her zaman bir umut olurdu. Bir heyecan, bir neşe içinde beklerdim. Gerçekleşmez ise de bir süre sonra çocukluk aklı ben onu unutur başka şeyler isterdim. Eğer alınırsa istediklerimden birisi o an dünyada benden başka mutlu insan yoktu. Şimdi ise öyle değil küçükken beslediğim umutların yerini başka umutlar aldı. Artık birisini seviyorum ama o beni sever mi diye umut besliyorum ve bekledikçe bu düşüncelerim acı bir hal almaya başlıyor. Küçük iken unuttuğum gibi onu unutamıyorum. Ne yapsamda aklımdan çıkaramıyorum. Keşke hep küçük kalsa idim umutlarım geçekleşmesede fazla üzülmezdim ama şimdi içim yanıyor....
Akşam sabah demeden annemden değişik yere azarlar yada bazen dayak yerdim. Akşam niye geç kalıyorsun diye bir azar, şunu neden yapmadın diye bir azar, bunu neden şöyle yaptın diye bir tokat... v.s. mesela her akşam geç gelirdim eve her zaman bir azar yada çok geç kaldı isem bir tokat yerdim. Bir süre ağlar bir köşede beklerdim sonra o annemin sevgi dolu yüreği ile sofraya çeğrılırdım. Biraz naz yapsamda bir süre sonra beraber sofraya oturur yemeğimizi yerdik. O tokat yada azar anından artık eser yoktur şimdi senden mutlu yoktur misali sevirsin o an. Şimdi o azar, dayak yerine başka duygular aldı. Şimdi sevdiğin ile beraber olamadığın her zaman her saniye bir tokat, bir azar gibi geliyor ve küçükken olduğu gibi bir süre sonra seni teselli edecek kimse olmuyor. Bu olmayınca tabi bu acı, ızdırap katlanılmaz hale geliyor. Keşke hep küçük kalsa idim...
...........
Küçükken yaşadığım bu ucu bucağı bitmez duygulara benzer bir sürü duygular içinde bulunuyorum ama şimdiki duygular acı veriyor sonunda da mutluluk yok gibi gözüküyor. O sevinçlerin, umutların, tatlı acıların yerini üzüntüleri, ümitsizlikler, katlanılmaz ızdırıblar aldı. Bilemiyorum artık ne yapsam ne etsem nasıl yaşasam.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder