Hiç
kağıttan gemi yaptınız mı? Çocukken öğrenilen, basit ama güzel bir eğlencedir
kağıttan gemi yapmak. İlk öğrendiğinizde yaparsınız ve çok yüzeceği düşüncesi
ile bir su birikintisine bırakırsınız. Sonra havuz ya da gölet, orada yüzdürmek
istersiniz. Bu düşüncelerle kağıttan gemi yapıp suya bırakırsınız. İlk denemede
öğrendiğiniz bir şey olur : o gemi çok yüzmez, ömrü çok uzun değildir. Her ne
olursa olsun, batacağını bile bile bir daha yapıp başka yerlerde suya bırakırsınız.
Her yapılan kağıttan gemi mutlaka batar. Bu batan
gemiler hiçbir çocuğu üzmez. “Olsun nasıl olsa bir tane daha yaparım ki! ” der
ve bir daha, bir daha yapar.Hiç battıklarına üzülmeden başka başka yerlerde
kağıttan gemi yapıp su birikintisine bırakırlar. En güzeli de yağmur yağdıktan sonra kaldırımların kenarlarından
akan yağmur suyuna bırakılınca olur. Çünkü en güzel orada gider, en hızlı orada
yol alır.
Yaşımız
büyüdükten sonra kağıttan gemiler yaparız yine ; ama yapılan madde kağıttan
değil hayalden, bırakılan yer su değil hayatın akışı olur… Her gemi, ulaşması
gereken bir liman için yapılır ve hayatın akışına bırakılır. Çocukken yüzdürdüğünüz
geminin arkasından,geminin batacağı
zamana kadar izlersiniz.Batarken bile sevinirsiniz, bir tebessümle bakarsınız
arkasından. Büyüdüğünüzde öyle olmuyor işte bu durumlar. O gemi o limana
ulaşsın istiyorsunuz, içine hayallerinizi koyuyorsunuz ; ama o gemi batıyor…
Batarken onu izleyemiyorsunuz, zihniniz allak bullak oluyor.
Kağıttan
yapılan gemiler artık çoğaldı. Artık sadece bir limana değil, bir sürü limana
ulaşması için kağıttan gemiler yapıp hayatın akışında ilerlemesini izliyoruz.
Birçoğu yol alamadan suya değdiği anda batıyor. Bir sonraki gemi daha umutsuz,
daha dayanıksız yapılıyor. Her batan gemi; üzüntü, keder, acı bırakıyor geride.
Toparlayamıyorsunuz hayatınızı, kendinize gelemiyorsunuz.
Hayat
bana gülsün, güzel bir işim olsun, güzel hayatım olsun, güzel evim olsun,
arabam olsun… Bunlar uzayıp gidiyor, her birisi için gemi yapıyorsunuz ,sonra
zamanla batmaya başlıyor hepsi teker
teker… Sonra hayallerinize “olsun belki diğerleri ulaşır” diye devam
ediyorsunuz. Hep bir umut gemisi ile yola çıkıyorsunuz. Hep bir “olur mu acaba,
ulaşır mı acaba” düşüncesi ile bırakmaya başlıyorsunuz gemileri.
Her gemi yerine
ulaşamayabilir. Her zaman her istediğimiz olacak diye bir şey yok zaten. Bir
sonraki gemi yerine ulaşırsa, belki daha
mutlu olabiliriz. İlk yaptığımız ama ulaşmayan gemi, hayatımızda demek ki
hayırlısı değilmiş demektir. Böyle bakmak lazım olaylara.
Batmayan
gemiler ile hayata devam etmek, sıkı tutunmak lazım. Bazen bir gemi yaparsınız.
Yağmurlu bir havada akan suya bırakırsınız. O gemi yağmur altında içine su alarak, daha da çabuk
tahrip olduğu halde yoluna devam eder ama batmaz, batmamak için direnir. Hayatta yaptığınız gemilerin batmaması,
direnek yol alması dileği ile herkese iyi günler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder