Pages

21 Ocak 2013 Pazartesi

KAĞITTAN GEMİLER


                             Hiç kağıttan gemi yaptınız mı? Çocukken öğrenilen, basit ama güzel bir eğlencedir kağıttan gemi yapmak. İlk öğrendiğinizde yaparsınız ve çok yüzeceği düşüncesi ile bir su birikintisine bırakırsınız. Sonra havuz ya da gölet, orada yüzdürmek istersiniz. Bu düşüncelerle kağıttan gemi yapıp suya bırakırsınız. İlk denemede öğrendiğiniz bir şey olur : o gemi çok yüzmez, ömrü çok uzun değildir. Her ne olursa olsun, batacağını bile bile bir daha yapıp başka yerlerde suya bırakırsınız.
                Her  yapılan kağıttan gemi mutlaka batar. Bu batan gemiler hiçbir çocuğu üzmez. “Olsun nasıl olsa bir tane daha yaparım ki! ” der ve bir daha, bir daha yapar.Hiç battıklarına üzülmeden başka başka yerlerde kağıttan gemi yapıp su birikintisine bırakırlar. En güzeli de yağmur  yağdıktan sonra kaldırımların kenarlarından akan yağmur suyuna bırakılınca olur. Çünkü en güzel orada gider, en hızlı orada yol alır.
                Yaşımız büyüdükten sonra kağıttan gemiler yaparız yine ; ama yapılan madde kağıttan değil hayalden, bırakılan yer su değil hayatın akışı olur… Her gemi, ulaşması gereken bir liman için yapılır ve hayatın akışına bırakılır. Çocukken yüzdürdüğünüz  geminin arkasından,geminin  batacağı  zamana kadar izlersiniz.Batarken bile sevinirsiniz, bir tebessümle bakarsınız arkasından. Büyüdüğünüzde öyle olmuyor işte bu durumlar. O gemi o limana ulaşsın istiyorsunuz, içine hayallerinizi koyuyorsunuz ; ama o gemi batıyor… Batarken onu izleyemiyorsunuz, zihniniz allak bullak oluyor.
                Kağıttan yapılan gemiler artık çoğaldı. Artık sadece bir limana değil, bir sürü limana ulaşması için kağıttan gemiler yapıp hayatın akışında ilerlemesini izliyoruz. Birçoğu yol alamadan suya değdiği anda batıyor. Bir sonraki gemi daha umutsuz, daha dayanıksız yapılıyor. Her batan gemi; üzüntü, keder, acı bırakıyor geride. Toparlayamıyorsunuz hayatınızı, kendinize  gelemiyorsunuz.
                Hayat bana gülsün, güzel bir işim olsun, güzel hayatım olsun, güzel evim olsun, arabam olsun… Bunlar uzayıp gidiyor, her birisi için gemi yapıyorsunuz ,sonra zamanla batmaya başlıyor  hepsi  teker  teker… Sonra hayallerinize “olsun belki diğerleri ulaşır” diye devam ediyorsunuz. Hep bir umut gemisi ile yola çıkıyorsunuz. Hep bir “olur mu acaba, ulaşır mı acaba” düşüncesi ile bırakmaya başlıyorsunuz  gemileri.
                Her  gemi  yerine ulaşamayabilir. Her zaman her istediğimiz olacak diye bir şey yok zaten. Bir sonraki  gemi yerine ulaşırsa, belki daha mutlu olabiliriz. İlk yaptığımız ama ulaşmayan gemi, hayatımızda demek ki hayırlısı değilmiş demektir. Böyle bakmak lazım olaylara.
                Batmayan gemiler ile hayata devam etmek, sıkı tutunmak lazım. Bazen bir gemi yaparsınız. Yağmurlu bir havada akan suya bırakırsınız. O gemi  yağmur altında içine su alarak, daha da çabuk tahrip olduğu halde yoluna devam eder ama batmaz, batmamak için direnir.  Hayatta yaptığınız gemilerin batmaması, direnek yol alması dileği ile herkese iyi günler.
               

Hiç yorum yok: